edebiyat belören

» Paragrafta Anlam

Hangi Konuya Gitmek İstiyorsanız Üzerine Tıklayınız.

Paragrafın Yapı Yönü

Paragrafın Anlatım Yönü

Paragrafta (Parçada) Anlam

Bir düşünceyi, bir duyguyu, bir olayı tam olarak anlatabilmek için bir araya getirilen cümleler topluluğuna paragraf denir.

Paragraf kendi içerisinde bir bütünlük taşır, paragraf tek bir düşünce etrafında oluştuğundan kendi içerisinde bir bütünlük oluşturur.

Bütün paragraf sorularının çözümünde yararlı olabilecek birkaç ipucu:
1- Önce soru okunur.
2- Daha sonra parça (metin) okunur.
3- Parça okunurken, önemli yerlerin altı çizilir. (Önemli yer, sorunun cevabı olabilecek olan yerdir)
4- Cevap bulunurken, yazıda anlatılanlar dikkate alınmalıdır. Kendi görüş ve düşüncelerimize göre hareket edilmemelidir.
5- Doğru seçenek bulunurken yanlış seçenekler elenmelidir.

Paragrafın Anlam Yönü



Paragrafın Anlatım Yönü
 

                1. Anlatım Teknikleri

                2. Düşünceyi Geliştirme Yolları

                3. Anlatım Özellikleri

                4. Anlatıcı Bakış Açısı

               5. Anlatıcı Türler

1. ANLATIM TEKNİKLERİ

Yazarın duygu veya düşüncelerini ya da bir olayı anlatırken kullandığı yöntemlerdir..

1.1. BETİMLEME (BETİMLEYİCİ ANLATIM, TASVİR ETME)

Varlıkların okuyucunun gözünde, zihninde canlanacak şekilde ayırt edici nitelikleriyle resim çizer gibi anlatılmasına betimleyici anlatım (tasvir etme) denir.

Betimlemede gözlem esastır. Gözlemle elde edilen bilgiler açık, sade ve anlaşılır bir dille okuyucunun gözünde canlanacak şekilde anlatılır. Betimlemede yazar, tasvir edeceği varlığı kendi bakış açısına, kendi görüş ve değerlendiriş biçimine göre anlatır, betimlemeye kendi yorumunu katabilir.

Yazarın kendi kişisel görüşünü katmadan, nesnel bir bakış açısıyla, bir varlığa ait özellikleri sıraladığı betimlemelere açıklayıcı betimleme; kendi kişisel görüşünü katarak, öznel bir bakış açısıyla, bir varlığın kendinde uyandırdığı duygu ve düşüncelere de yer vererek yazdığı betimlemelere ise izlenimsel betimleme denir.

Betimlemede amaç, okuyucunun anlatılanı gözünde, zihninde canlandırmasını sağlamaktır.

 

» Betimlemeler insanı konu alıyorsa bu tip betimlemelere portre denir. Kişinin dış görünüşünün, fiziksel özelliklerinin (yüzü, gözü, saç rengi, kolları, bacakları, boyu vs.) anlatıldığı betimlemelere fiziksel portre; kişinin iç dünyasının ve karakter özelliklerinin (sevdikleri, sevmedikleri, düşündükleri, tepkileri, duyguları, önem verdikleri vs.) anlatıldığı betimlemelere ise ruhsal portre denir. Bazen iki tür portre de bir parçada iç içe bulunabilmektedir.

 

1.2. ÖYKÜLEME (ÖYKÜLEYİCİ ANLATIM, HİKAYE ETME)

Tasarlanmış veya yaşanmış bir olayın başkalarına sözle ya da yazıyla anlatıldığı anlatım biçimine öyküleme (hikâye etme) denir.

Anlatımı yönüyle betimlemeye benzer. Bu nedenle öyküleme betimsel anlatımla karıştırılabilir.
Öyküleme ile betimleme arasındaki fark şudur:

Öykülemede olaylar, kişi veya kişilerin başından belli bir yerde ve belli bir zamanda geçer. Betimlemede ise zaman akış içinde değildir ve kişi veya kişilerin başından geçen herhangi bir olay söz konusu değildir.

Yani betimlemede belli bir zamanda durur nitelikteki eylem veya varlıklar tanıtılır. Öykülemede ise zaman akış halindedir ve olaylar bu akış içinde verilir. Buna fotoğraf ve film örneğini verebiliriz: Fotoğrafta zaman, olay ve varlıklar donmuş durumdadır. İşte betimleme bu donmuş durumun sözcüklere dökülmüş şeklidir. Oysa filmde zaman, olay ve varlıklar hareket halindedir, işte öyküleme de belli bir zaman aralığında geçen olayları anlatan film gibidir.

 

1.3. AÇIKLAMA (AÇIKLAYICI ANLATIM)

Bilgi vermek amacı ile oluşturulan yazılarda kullanılan anlatım tekniğidir. Bu tür yazılarda amaç okuyucuyu bilgilendirmek, ona bir şeyler öğretmek olduğu için sade ve anlaşılır bir dil kullanılır. Açıklayıcı anlatımda yazar, duygularına yer vermez, nesnel bir anlatım hakimdir.

 

1.4. TARTIŞMA (TARTIŞMACI ANLATIM)

Yazarın kendi doğrularına okuyucuyu inandırmak, onu kendi gibi düşündürmek için kullandığı anlatım tekniğine tartışma denir.
Amaç kendi düşüncesini savunmak, varsa yanlış düşünceyi çürütmek olduğundan yazar, düşüncelerini sanki karşısında okuyucu varmış da onunla konuşuyormuş gibi ele alır. Kendi görüşünü ortaya koyar, karşıt görüşün dayanaksız olduğunu örnekleri ile gösterir.
Bu yöntemde önce eleştirilecek olan düşünce verilir. Yazar, kendi düşüncesinin doğruluğunu, eleştirdiği düşüncenin ise yanlışlığını savunur.

 

2. DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI

Parçada anlatılanları daha anlaşılır hâle getirmek, okuyucuyu etkilemek, onun ilgisini çekmek gibi amaçlarla bu dört anlatım biçimine ek olarak bazı yardımcı yöntemler de kullanılabilir.

Düşünceyi geliştirme yöntemlerinden, yukarıda gördüğümüz dört temel anlatımın (açıklama, tartış­ma, betimleme, öyküleme) birinin içinde yararlanı­labileceği gibi bu yöntemlerden herhangi biri par­çanın anlatımında hâkim konumda da olabilir.

 

2.1. TANIMLAMA

Bir kavram veya varlığın ne olduğunun açıklanma­sına tanımlama denir. Genelde açıklayıcı ve tartışmacı anlatım tekniklerin­de tanımlamadan yararlanılır. Varlık ya da kavramın okuyucunun zihninde daha belirginleşmesi amaç­lanır. Tanım, “Bu nedir?” sorusuna cevap verir.

 

2.2. KARŞILAŞTIRMA

Birden fazla varlık ya da kavram arasındaki benzer­lik veya farklılıkları ortaya koymak için kullanılan an­latım yoluna karşılaştırma denir. Daha çok tartışma­cı ve açıklayıcı anlatım içinde kullanılan bu yöntem­de, varlıkların farklı ya da ortak yönleri ele alınır.

 

2.3. ÖRNEKLENDİRME

Bir düşüncenin somut hâle getirilerek daha anlaşı­lır kılınması için anlatılan konuyla ilgili örnekler ver­ilmesine örneklendirme denir. Düşüncenin anlaşılır ve akılda kalıcı olması amaçlanır. Bazen önce bir örnek verilerek veya fıkra anlatılarak konuya giriş yapılır. Bunlardan hareketle de bir yargıya varılır.

 

2.4. TANIK GÖSTERME

Yazarın, savunduğu düşüncenin doğruluğuna oku­yucuyu inandırabilmek için tanınan ve görüşlerine itibar edilen kişilerin sözlerinden alıntı yapılmasına tanık gösterme denir.

Kişinin sadece ismini yazıda kullanmak, tanık gös­terme için yeterli değildir. Bu, örneklendirme olur. Tanık göstermede önemli olan, kişinin sözünü destekleyici olarak kullanmaktır. Bu da kişinin dü­şüncelerinin tırnak içinde aktarılması ile olur.

Önce yazar kendi görüşünü verir. Daha sonra bu görüşü kanıtlamak, inandırıcılığı artırmak için, o alanda tanınmış bir kişiden söz edip, o kişinin söz­lerine yer verilir.

 

2.5. SAYISAL VERİLERDEN YARARLANMA

Düşüncenin kanıtlanabilmesi için istatistiksel bilgi­lerden, anketlerden ya da grafiklerden yararlanıl­masıdır.

 

2.6. BENZETME

Bir kavramı ya da varlığı başka bir kavram ya da varlığın özellikleriyle anlatmaya benzetme denir.

 

3. ANLATIM ÖZELLİKLERİ

Yazar tarafından parçanın anlatımında kullanılabi¬len veya yazının taşıdığı ya da taşıması gereken ni¬telikleri ifade etmeye yarayan bazı kavramlar vardır.

 

3.1. DOĞALLIK

Anlatımın yapmacıksız, günlük yaşantıda olduğu gibi, sanat yapmadan, süs ve özentiden uzak yapılmasıdır.

3.2. DURULUK

Anlatımın açık ve anlaşılır olmasıdır. Anlatımda anlaşılması zor ifadelerden kaçınıl­masıdır. Söylenecek sözü sembollere sığınma­dan anlatma demektir.

3.3. SÜRÜKLEYİCİLİK

Okuyucunun ilgisini canlı tut­mak, okuyucuyu esere bağlamaktır.

3.4. AKICILIK

Yazının kolay okunabilmesi ve rahatsız eden kelimelerin kullanılmamasını ifade eder. Düşünceler kolay anlaşılabilir bir biçimde sıralanabilmelidir. Ses sanatları akıcılığın vazgeçilmeyen unsurlarından biridir.

3.5. YOĞUNLUK

Birçok anlamı bir arada vermektir. Anlam içinde anlam bulunacak şekilde bir anla­tımı tercih etmektir.

3.6. TUTARLILIK

Anlatımda birbiriyle çelişen düşünce­ler ileri sürmeme, sık sık düşünce değiştirme­mektir.

3.7. AÇIKLIK

Anlatımdan okuyucunun çıkardığı an­lam ile yazarın vermek istediği mesajın aynı ol­masıdır. Anlatılmak istenenin kolayca anlaşılma­sı demektir.

3.8. ÖZGÜNLÜK

Anlatımda başkasına benzememe, kendine has olmaktır. Yazıda taklitçilikten kaçın­ma; farklı, yeni, alışılmışın dışında olmaktır.

3.9. ÖZLÜLÜK

Anlatımda az sözle çok anlam ifade edebilmektir. Sözü uzatmadan, kısa tutarak me­sajı en öz şekilde vermektir.

3.10. KALICILIK

Geçmiş dönemde ortaya konan bir yapıtın gelecekte de ilgi görmesi, geçerliliğini korumasıdır.

3.11. ULUSALLIK (YERELLİK)

Sadece bir ulusun kültürel özelliklerini taşımaktır.

3.12. EVRENSELLİK

Bir sanat yapıtının dünyadaki tüm insanlara hitap eden bir özellik taşımasıdır.

3.13. ÇAĞDAŞLIK

Çağının gerisinde kalmamak, çağı­na uygun özellikler taşımaktır.

3.14. İÇTENLİK

Anlatımın yürekten, candan, samimi olmasıdır.

 

4. ANLATICI BAKIŞ AÇILARI

Olaya dayalı metinlerde anlatıcının başvurduğu üç tür bakış açısı vardır:

4.1. İLAHÎ BAKIŞ AÇISI

Bu bakış açısında anlatıcı, olayların gelişiminden kah­ramanların neler düşündüğüne kadar her şeyi bilir.

4.2. KAHRAMAN BAKIŞ AÇISI

Hikâye ve romanlardaki olayların, kahramanlardan biri tarafından anlatıldığı bakış açısıdır. Kahraman bakış açısında birinci kişi ağzı kullanılır.

4.3. GÖZLEMCİ BAKIŞ AÇISI

Bu bakış açısında olaylar bir kamera tarafsızlığıyla anlatılır. Gözlemci bakış açısında üçüncü kişi ağzın­dan bir anlatım vardır.

 

5. ANLATICI TÜRLERİ

Olay anlatımına dayalı metinlerde olayları, kişileri, mekânı okurlara anlatan kişiye anlatıcı denir. Metinlerde anlatım iki tür anlatıcı aracılığıyla yapılır:

5.1. BİRİNCİ KİŞİ AĞZIYLA ANLATIM

Anlatıcı, olayı yaşayan kişidir. “Ben, biz” sözlerini kullanır.

 

5.2. ÜÇÜNCÜ KİŞİ AĞZIYLA ANLATIM

Anlatıcı, olayı dışarıdan gözlemleyen kişidir. “O, onlar” sözlerini kullanır.

 


Edebiyat severlere özel!!! Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol