edebiyat belören

Milli Edebiyat Zevk ve Anlayışını Sürdüren Şiir

Cumhuriyet dönemi saf şiirini andırır. Tema yönünden onlardan ayrılır. Kaynağı halk şiiri olup genellikle vatan ve millet sevgisini işler. Memleketçi bir şiir anlayışı hâkimdir.

Milli Edebiyat zevk ve anlayışını sürdüren şiirin özellikleri:

  • Kurtuluş Savaşı’nın etkilerinin sürdüğü dönemde ortaya çıkmış, dünyadaki milliyetçilik akımından etkilenmiştir.
  • Milliyetçi bir yapısının olması nedeniyle Türk diline büyük önem verilmiştir.
  • Yabancı dillerin dil kuralları terk edilmiştir.
  • Yabancı sözcükler yerine mümkün olduğunda Türkçe karşılıkları kullanılmıştır.
  • Hece vezni kullanılmıştır.
  • Millî konulara yer verilmiştir, millî hisler ön plândadır.
  • Sözcükler ilk anlamlarıyla kullanılır.
  • Şiirlerde halk arasından seçilmiş sıradan insanlar vardır.
  • Şairler şiirlerini, Kültür Haftası, Hisar, Çınaraltı gibi dergilerde yayımlamışlardır.

Milli edebiyat zevk ve anlayışını sürdüren şiirin tema ve içerik bakımından Halk şiiri ve Millî edebiyat dönemi şiiriyle benzer ve farklı özelliklere göre karşılaştıracak olursak;

  • Milli edebiyat zevk ve anlayışını sürdüren şiirlerde genellikle bireysel nitelikli konular işlenmiş gibi görünse de aslında şairler bireysel olarak çıktıkları yolda milli ve yerli konuları ve manzaraları işlemişlerdir.
  • Halk şiiri ve Millî edebiyat dönemi şiirleriyle Milli edebiyat zevk ve anlayışını sürdüren şiir benzer temalar etrafında şiirler yazılmıştır.
  • Şiirlerde hece ölçüsü ve ahenk unsurları başarıyla kullanılmıştır.
  • Şiirlerde hemen hemen aynı edebî sanatlar kullanılmıştır.
  • Milli edebiyat zevk ve anlayışını sürdüren şairler birer dergi etrafında kümelenmişlerdir.
  • Milli edebiyat zevk ve anlayışını sürdüren şairler, batı edebiyatçılarından diğerlerine göre daha fazla etkilenmişlerdir.

Milli Edebiyat Zevk ve Anlayışını Sürdüren Şairler ve Edebi Topluluklar

AHMET KUTSİ TECER (1901-1967)

  • “Neredesin?” şiiriyle tanınmış ve sevilmiştir.
  • Şair ve oyun yazarıdır.
  • Halk şiiri geleneğine bağlı bir şairidir; Âşık Veysel’i edebiyat dünyamıza o tanıtmıştır.
  • Eserleri:
  • Şiir: Şiirler
  • Oyunları: Koçyiğit Köroğlu, Köşebaşı

ARİF NİHAT ASYA (1904-1975)

  • “Bayrak Şairi” olarak bilinir.
  • Hece ve aruzu kullandığı şiirlerin yanı sıra serbest şiirler de yazmıştır.
  • Dini ve millî duyguları, kahramanlıkları sade bir dille şiirleştirmiştir.
  • Rubai türünün son ustalarındandır.
  • Eserleri:
  • Şiir: Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor, Kıbrıs Rubaileri, Köprü
  • Mensur Şiir: Yastığımın Rüyası, Ayetler
  • Düzyazı: Kanatlar ve Gagalar, Terazi Kendini Tartmaz

KEMALETTİN KAMU (1901-1948)

  • Vatan sevgisini, aşk, gurbet ve doğa sevgisini işlediği şiirleriyle tanınır.
  • “Bingöl Çobanları” adlı pastoral şiiri oldukça ünlüdür.
  • Eserleri:
  • Şiir: Gurbet, Bingöl Çobanları

ÖMER BEDRETTİN UŞAKLI (1904-1946)

  • Hece ölçüsüyle şiirler yazmıştır.
  • Anadolu’yu, tarihi, deniz güzelliklerini işlemiştir.
  • Eserleri:
  • Şiir: Deniz Sarhoşları, Yayla Dumanı, Sarıkız Mermerleri

ORHAN ŞAİK GÖKYAY (1902-1994)

  • Önceleri âşık tarzına uygun, çoğunlukla ulusal konuları işleyen lirik şiirler yazdı.
  • 1940’lardan sonra edebiyat tarihi, folklor ve halk edebiyatı araştırmalarına yöneldi.
  • Eserleri:
  • Şiir: Bu Vatan Kimin?
  • Düzyazı: Dedem Korkut’un Kitabı, Kâtip Çelebi’den Seçmeler, Destursuz Bağa Girenler

ZEKİ ÖMER DEFNE (1903-1992)

  • Halk Edebiyatı geleneklerine bağlı ve hece ölçüsünde çağdaş şiirler yazdı.
  • Anadolu’yu şiirlerinin ana teması olarak aldı. Yurt güzellemeleriyle tanındı.
  • Eserleri:
  • Şiir: Denizden Çalınmış Ülke, Sessiz Nehir, Kardelenler

BEHÇET KEMAL ÇAĞLAR (1908-1969)

  • Halk şiiri biçim özellikleriyle şiirler yazmıştır.
  • Atatürk’e ve cumhuriyete olan sevgisini anlatmıştır.
  • “Ankaralı Âşık Ömer” takma adıyla şiirler de yazmıştır.
  • Eserleri:
  • Şiir: Erciyes’ten Kopan Çığ, Burada Bir Kalp Çarpıyor, Benden İçeri

HÜSEYİN NİHAL ATSIZ (1905-1975)

  • Şiir, roman ve araştırma alanlarında eser vermişlerdir.
  • Türkçülük akımının önemli temsilcilerindedir. Türkçülük akımını destekleyen Atsız Mecmua, Orhun, Orkun, Ötüken gibi dergiler çıkarmış. Düşüncelerini bu dergilerde ortaya koymuştur.
  • Tarihi romanlar yazmıştır.
  • Romanlarında efsane mitos, destan geleneğinden yararlanmıştır. Göktürk dönemini yalın bir dille anlatmıştır.
  • Eserleri
  • Roman: Bozkurtların Ölümü, Bozkurtlar Diriliyor, Ruh Adam, Deli Kurt, Dalkavuklar Gecesi

NECMETTİN HALİL ONAN (1902-1968)

  • Şiire aruz ölçüsü ile başlamıştır.
  • Bireysel veya milli duygularla örülü hece şiirleriyle tanındı.
  • Milli Edebiyat hareketinin ge­liştiği sırada yetişen şair, şiirlerinde bireysel duygulanışlarıyla, ulusal duyguları birlikte işlemiştir.
  • “Bir Yolcuya” şiiri hamaset edebiyatının en güzel örneklerindendir.
  • Eserleri
  • Şiir: Çakıl Taşları, Bir Yudum Daha
  • Roman: İşleyen Yara, Kolejli Nereye
  • Araştırma: İzahlı Divan Şiiri Antolojisi

ŞÜKUFE NİHAL BAŞAR (1896-1973)

  • İlk şiirlerinde aruz ölçüsünü kul­landı. Sonra Milli Edebiyat akımını benimseyerek hece ölçüsüne dön­dü.
  • Şiirlerinde romantik duyguları, hikâye ve roman­larında ise toplum sorunlarını, kadın problemle­rini işledi.
  • Eserleri
  • Şiir: Yıldızlar ve Gölgeler, Hazan Rüzgârları, Gayya, Su, Şile Yolları, Sabah Kuşları, Yerden Göğe
  • Hikâye: Tevekkülün Cezası
  • Roman: Renksiz Istırap, Yakut Kayalar, Çöl Güne­şi, Yalnız Dönüyorum, Domaniç Dağlarının Yolcusu, Çölde Sabah Oluyor
  • Gezi: Finlandiya

Garipçiler (Birinci Yeniciler)

Garipçiler; Orhan Veli, Melih Cevdet Anday, Oktay Rifat Horozcu’nun oluşturduğu bir topluluktur. 1941 yılında Orhan Veli, Oktay Rıfat, Melih Cevdet “Garip” adlı ortak bir kitap yayımladılar. Şiirle ilgili görüşlerini bu yapıtın ön sözünde açıkladılar. Bu ön sözde yerleşik şiir anlayışına meydan okuduklarını açıkladılar.

Onlara göre şiir, her yerde görülen basit şeyleri anlatmalıydı. Alaycı ve nükteciydiler. Aydınları bırakıp halka yöneldiler. Şiirde, ölçü, kafiye, bent gibi durumlar yok sayılmıştır. Serbest şiir egemen olmuştur.

Dil, sürekli bir özleşme ve arınma çabasındadır. Roman ve hikâyede serim, düğüm, sonuç bölümleri umursanmamıştır. Şairaneliğe kaçmadan, mecazsız yazdılar. Soyut temalar yerine ekmek derdi, günlük şeyler işlendi. “ Konunun bayağısı yoktur, ancak işleyişte bayağılık vardır.” diye düşünürler. En çok görülen temalar: yaşama sevinci, tabiat sevgisi, çocukluğa dönüş, ölüm, insan sevgisi, aşktır.

1941 yılından sonra Türk şiirinde görülen ve öncülüğünü Orhan Veli, Melih Cevdet, Oktay Rifat üçlüsünün yaptığı edebiyat akımıdır. Bu üç şair, şiirde sürüp gitmekte olan aşırı duygusallığa, şairaneliğe, basmakalıp söyleyişe baş kaldıran şiirlerini toplayarak Garip adında bir kitap yayımladılar.

Daha sonra “Birinci Yeni” olarak adlandırılmıştır. Bu akım, Orhan Veli’nin 1950 yılındaki beklenmedik ölümüyle sona ermiştir.
 

Garip akımının (Birinci Yenicilerin) özellikleri:

  • Şiirde her türlü kurala ve belirli kalıplara karşı çıkmışlardır.
  • Şiirde ölçü, kafiye ve dörtlüğe karşı çıkmışlardır.
  • Şiirde şairaneliği, mecazlı söyleyiş ve sanatları kabul etmediler.
  • Süslü, sanatlı dile karşı çıkıp sade bir dil kullandılar.
  • Şiirde o güne kadar işlenmedik konuları ele aldılar.
  • Konuşma dili ile günlük sıradan konuları işlediler.
  • İşledikleri konular günlük hayattan sıradan insanların problemleri, yaşama sevinci ve hayattaki bazı garipliklerdir.
  • Halk deyişlerinden yararlanmışlar, toplumsal yergiye yer vermişlerdir.
  • Şiirde anlaşılmazlık dışlanmış ve anlam, şiirin en önemli niteliği olarak öne çıkarılmıştır. “Şiir, bir bütün hususiyeti edasında olan bir söz sanatıdır ve her şeyden önce manadan ibarettir.”
  • İlk çağlarda “İkinci dizenin daha kolay hatırlanması için bir araç olarak kullanıldığına inandıkları ölçü ve uyağı şiirden dışlamış. “Hece ölçüsü de aruz ölçüsü de gereksizdir.” felsefesini ilke edinmişlerdir. Serbest şiir benimsenmiştir.
  • Şiirde “tarihinin aç gözünü doyurmuş olan edebi sanatlara” artık gerek olmadığını savunmuşlardır. Onlara göre her türlü söz ve anlatım sanatı bırakılmalıdır.
  • Kişiler dünyasını sıradan insanlar veya küçük insan tipi oluşturur.
  • “Şiir halka seslenmelidir” anlayışıyla sokağı ve günlük yaşamdaki her şeyi şiire aktardılar.
  • Sürrealizm ve dadaizmden etkilenen sanatçılar bilinçaltı, düşler ve çocukluk heyecanları gibi konuları sık kullanmışlardır. Kuralsızlığı kural edinmişlerdir.
  • Şairanenilikten kaçınmışlar, günlük konuşma dilini (sade bir dili) kullanmışlardır.
  • Şiirin müzik, resim gibi sanatlarla olan ilişkisine son vermişlerdir.
  • İroni ve mizah Garipçilerin ayırıcı özelliklerindendir.
  • Siyaset dışı kalmışlardır.
  • “Şiir duyguya değil, akla seslenmelidir” görüşünü benimseyen sanatçılar, şiirin bütün geleneklerden uzaklaşması gerektiğini ifade etmişlerdir.
  • Bütün güzelliği öne çıkarılmıştır.
  • “Yaşama sevinci”ni dile getirmişlerdir.
  • Şiirde toplumsal aksaklıkları eleştirmişlerdir.
  • Söylev havasından uzaklaşmışlar, doğa betimlemelerine başvurmuşlardır.
  • Edebiyat eleştirmenlerinin değişik yorumlarına uğrayan Garip akımını Nurullah Ataç ve Sabahattin Eyüboğlu desteklemiş, Ahmet Hamdi Tanpınar ise şiirden uzaklaşma saymıştır.

Topluluğun Sanatçıları:

ORHAN VELİ KANIK  (1914-1950)

  • Türk şiirinde iki arkadaşıyla birlikte büyük bir atılım yapmış, yeni bir anlayışın öncüsü olmuştur.
  • 1941’de arkadaşlarıyla birlikte yayımladıkları Garip adlı şiir kitabı ve yazdığı önsöz, Türk şiirinde günden güne donmuş olan eski değerleri yıkmış, şiire başka bir açıdan bakılmasını sağlamıştır.
  • La Fontaine’den fabl çevirileri yapmıştır.
  • Şiire getirdiği ilkeler:
  • Ölçüye baş kaldırıp serbest yazmak,
  • Kafiyeyi şiir için gerekli görmekten vazgeçmek,
  • Şairane duyuları, parlak görüntüleri şiirden silmek,
  • Şiiri hayal gücünün kapalı duvarlarından kurtarıp gerçek hayata çıkarmak, yapmacıksız tabii bir söylentiyle, günlük yaşayış içinde halktan insanları yakalamak,
  • Her çeşit kelimeyi konuyu şiire sokmak, halk deyişlerinden yararlanmak ve toplumla ilgili yergiye yer vermektir.
  • Eserleri:
  • Şiir: Garip, Vazgeçemediğim, Destan Gibi, Yenisi, Karşı
  • Nesirleri: Sanat ve Edebiyatımız, Bindiğimiz Dal

OKTAY RİFAT HOROZCU  (1914-1988)

  • Garip akımının temsilcilerindendir.
  • Başlangıçta, yeni bir hava içinde, güçlü aşk şiirleri; toplumcu sanat ilkesinden hareketle halk deyimi ve söyleyişlerinden masal ve tekerlemelerden faydalanarak başarılı taşlamalar; sosyal şiirler yazdı.
  • Perçemli Sokak adlı kitabıyla birlikte şiir anlayışında büyük değişiklik olmuş II. Yeni şiirine kaymıştır.
  • Eserleri:
  • Şiir: Yaşayıp Ölmek, Aşk ve Avarelik Üzerine Şiirler, Güzelleme, Karga İle Tilki, Aşk Merdiveni, Denize Doğru Konuşma, Dilsiz ve Çıplak, Koca Bir Yaz

MELİH CEVDET ANDAY (1915-2002)

  • Garip akımının temsilcilerindendir.
  • Şiirlerinde toplumsal gerçekliği inceler.
  • Daha sonra ilk şiirlerindeki romantizmden sıyrılarak duygulardan çok aklın egemenliğine, güzel günlerin özlemine bırakır.
  • Söz oyunlarında arınmış yalın bir dil vardır. Düz yazılarında ise yoğun bir düşünce, şiirsel, esprili, özlü bir dil vardır.
  • Fıkra, makale, gezi, roman, tiyatro ve şiir yazmıştır. Çeviriler de yapmıştır.
  • Eserleri:
  • Şiir: Garip, Rahatı Kaçan Ağaç, Telgrafname, Yanyana

Garip Dışında Yeniliği Sürdüren Şiir

Garip Hareketi’nin etkisinin sürdüğü yıllarda şiiri onlar kadar bayağılaştırmak istemeyen, her biri kendine özgü şiir tarzını oluşturmuş aşağıdaki şairler şiirdeki lirizmi kaybetmeden yeniliği sürdürmüşlerdir.

Bu şairler Garip, İkinci Yeni gibi topluluklara katılmamış, görüş ve ideolojilerini şiirlerine temel yapmamışlardır. Şiirlerinde yeni bir dil, üslup ve bakış açısı aramışlar ve kendi tarzlarını yenileme ve değiştirme ihtiyacı hissetmişlerdir.

Bu şiir anlayışının başlıca temsilcileri şunlardır:
 

FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA (1914-2008)

  • Cumhuriyet döneminin önemli şairlerinden olan Fazıl Hüsnü, öğrenimini Anadolu’nun değişik yerlerinde sürdürmüş, subaylık yaptığı yıllarda ise Anadolu’yu daha iyi tanıma fırsatı bulmuştur. Sanatçı, iç ve dış gerçeklere bakarak, bilinçaltına yönelerek şiire yeni ürperişler getirir.
  • Şiirleri devamlı gelişme gösterir. Kurallı biçimlerden serbest biçimlere, anlamlı özlerden en yalın anlamlara varan şiir türlerini dener. Her şiirinde bir “yeni”yi dener gibidir. Genellikle epik-dramatik, lirik-didaktik ve toplumsal gerçekçi anlayıştadır. Şiir dili en son türetilen Türkçe sözcüklerle doludur.
  • Eserleri
  • Şiir: Havaya Çizilen Dünya, Çocuk ve Allah, Çakırın Destanı, Üç Şehitler Destanı, Türk Olmak, Yedi Memetler.
  • Düzyazı: İstiklal Savaşı – Samsun’dan Ankara’ya, İstiklal Savaşı – İnönüler, Sivaslı Karınca, İstanbul – Fetih Destanı, Anıtkabir, Asu, Delice Böcek, Batı Acısı, Çanakkale Destanı, Kubilay Destanı, 19 Mayıs Destanı, Hiroşima

BEHÇET NECATİGİL (1916-1979)

  • İlk şiirleri Varlık dergisinde çıkan öğretmen şair Behçet Necatigil, Cumhuriyet döneminin kendine özgü bir çizgisi olan şairlerindendir. Rahat, gösterişe kaçmayan, sembollere dayalı, şiir geleneklerini gözeten bir anlayıştadır, önce Garipçi çizgide yürüyen Necatigil, sonra onlardan ayrılmıştır.
  • Şiirlerinde kendi evinden başlayarak öteki evleri, sokağı, çevreyi, giderek dış dünyayı ve toplumu sorunlarıyla anlatmıştır.
  • Hem hece ölçüsüyle hem de serbest ölçüyle yazmıştır. İlk şiirleri anlamca açık, sonrakiler kapalıdır.
  • Şiir dışında inceleme, çeviri, radyo oyunu alanlarında da eserleri vardır.
  • Eserleri
  • Şiir: Kapalı Çarşı, Evler, Arada, İki Basma Yürümek, Çevre, Eski Toprak, Divançe
  • İnceleme: Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü, Edebiyatımızda Yazarlar Sözlüğü

CAHİT KÜLEBİ (1917-1997)

  • Öğretmenlik yaptığı yıllarda Anadolu’yu tanıyan Cahit Külebi, memleketçi şiirimize yeni bir ses getirmiştir,
  • Şiirlerinde derin bir Anadolu sevgisi vardır; İyimser, açık ve gerçekçi bir bakışla Anadolu’ya eğilmiştir. Şiirlerinde temiz bir Türkçe, Karacaoğlan’ı andıran bir içtenlik görülür.
  • Hayale pek yer vermez, gerçekçi bir anlayışla yazmıştır. Onu “gerçekçi – romantik” bir şair olarak niteleyebiliriz.
  • Eserleri
  • Şiir: Adamın Biri, Rüzgâr, Atatürk Kurtuluş Savaşı’nda, Yeşeren Otlar

SABAHATTİN KUDRET AKSAL (1920-1993)

  • Şiir ve öyküleriyle tanınır. Biçimi oldukça önemser.
  • Garipçilerden etkilendiği ilk şiirlerinden sonra, insanın evrendeki yerini, değerini aramaya çabaladığı felsefi düşünceleri içinde barındıran bir şiire yönelmiştir.
  • Eserleri
  • Şiir: Şarkılı Kahve, Gün Işığı, Duru Gök, Eşik
  • Öykü: Gazoz Ağacı

BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU (1911-1975)

  • “D grubu” ressamları arasındadır. Ressam kişiliğinden gelen ögeler şiirlerinde önemli yer tutar. Ressamlığın verdiği bakış açısıyla adeta renklerle tablo çizmiştir.
  • Şiirlerinin sosyal içeriği de vardır. Anadolu insanının yoksul yaşamını anlatmıştır.
  • Halk edebiyatının masal, şiir, deyiş, gibi türlerine karşı duyduğu hayranlık şiirlerine yansımıştır; halk kültüründen esinlenmiştir. Şiirlerinde gözlemlerine de yer vermiştir.
  • Şiirlerinde biçim, ölçü, uyak kaygısı taşımamıştır. Şiirlerini doğal ve akıcı bir üslupla yazmıştır.
  • Gezi ve deneme türündeki yapıtlarında halk kültürü, halk sanatı konusundaki düşüncelerini ortaya koymuştur.
  • Eserleri
  • Şiir: Dol Karabakır Dol, Karadut, Tuz, Yaradan’a Mektuplar, Üçü Birden, Dördü Birden, Yaşadım
  • Düzyazı: Tezek, Delifişek, Canım Anadolu

ÖZDEMİR ASAF (1923-1981)

  • Şiirlerini döneminden ayrı bir dil ve söyleyiş tarzıyla yazmıştır.
  • Dize sayısını çoğu kez en aza indirmiştir. Şiirlerinde imajsız, anlamsız, yer yer ironik söyleyişe özen göstermiştir. Şiirlerde “sen – ben ikilemi”ni ele almıştır.
  • Yaşadıklarını, çevresindeki olayları soyutlaştırarak düşünce planına aktarmıştır.
  • Eserleri
  • Şiir: Dünya Kaçtı Gözüme, Sen Sen Sen, Bir Kapı Önünde, Yuvarlağın Köşeleri (Özdeyişler-Etika), Benden Sana Mutluluk, Nasılsın, Yalnızlık Paylaşılmaz, Çiçekleri Yemeyin, Yumuşaklıklar Değil, Bir Kapı Önünde, Lavinia
  • Düzyazı: Ça
  • Hikâye: Dün Yağmur Yağacak

İkinci Yeniciler

1950’li yıllarda Edip Cansever, İlhan Berk, Cemal Süreya, Turgut Uyar, Sezai Karakoç ve Ece Ayhan gibi şairlerin başını çektiği bir şiir ve edebiyat akımıdır. Garipçiler’e ve 1940 Toplumcu Gerçekçi Kuşağı’na tepki olarak doğmuştur. Türk şiirinde değişik imge, çağrışım ve soyutlamalarla yeni bir söyleyiş bulma amacında olan bir akımdır.

İkinci Yenicilerin Özellikleri:

  • II. Yeni, şiirimizde çok uzun soluklu olmasa da, geniş bir okuyucu kitlesi bulamasa da Türk şiirine yeni boyutlar getirmiştir.
  • “Şiir için şiir” anlayışıyla hareket etmişler; erdem, ahlak, toplum ve gerçek gibi konuların şiirin dışında tutulması gerektiğini savunmuşlardır.
  • Onlara göre anlamlı olmak şiir için önemli değildir.
  • II. Yeni’ye göre şiir bir öykü anlatma aracı değildir. Öteki edebi türlerden kesin çizgilerle ayrılmalıdır. Bu yüzden konuyu ve olayı şiirden atmışlardır.
  • Eşya, görünüm ve insanı gerçeküstücülükten daha aşırı bir soyutlama ile anlatmayı amaç edinmişlerdir.
  • Onlara göre şiirde ahenk, ölçü ve uyakla değil; musiki ve anlatım zenginliği ile sağlanmalıdır.
  • Garip’teki gibi ortak bir hareket olmayıp bağımsız şairlerin benzer bir çizgide şiir yazmasıyla oluşmuştur.

Topluluğun Sanatçıları

CEMAL SÜREYA (1931-1990)

  • Kendine özgü söyleyiş biçimi ve şaşırtıcı buluşlarıyla, zengin birikimi ile duyarlı, çarpıcı, yoğun, diri imgeleriyle İkinci Yeni şiirinin en başarılı örneklerini vermiştir.
  • Eserleri:
  • Şiir: Üvercinka, Göçebe, Sevda Sözleri

TURGUT UYAR (1927-1985)

  • Kaynak dergisinin bir şiir yarışmasında Arz-ı Hal şiiri ikincilik kazanınca Nurullah Ataç’ın güvendiği şairler arasına girdi.
  • İkinci Yeni Şiir akımının önde gelen şairlerindendir.
  • Eserleri:
  • Şiir: Arz-ı Hal, Türkiyem, Dünyanın En Güzel Arabistanı

SEZAİ KARAKOÇ (1933-…)

  • Şiir üslubu bakımından, az çok İkinci Yeni’ye yakın sayılsa da, şiirinde işlediği temalar, inandığı değerler bakımından şiirimizde yeni ve değişik bir sestir.
  • “Mona Rosa” şiiriyle sevilmiştir.
  • Eserleri:
  • Şiir: Körfez, Şahdamar, Ateş Dansı, Mona Rosa

EDİP CANSEVER (1928-1986)

  • İkinci Yeni akımının özgün örneklerini verdi.
  • Şirinde zamanla sevinç yerini bunalıma, toplumsal dengesizlikleri eleştirme kaygısı yerini yıkıcı bir umutsuzluğa bıraktı. “Dize işlevini yitirdi” gerekçesiyle yeni arayışlara yöneldi.
  • İkinci Yeni içindeki bazı şairler gibi anlamsızlığı savunmadı. Kapalı, anlaşılması güç, yine de anlamdan ayrılmayan bir şiire yöneldi. Çok farklı imgeler kullanırken bile düşünce öğesini göz ardı etmedi.
  • Eserleri: 
  • Şiir: İkindi Üstü, Yerçekimli Karanfil, Tragedyalar

ECE AYHAN (1931-2002)

  • Kendine özgü çağrışımlar ve göndermelerle örülü şiirleriyle hem Türk şiirinde hem de İkinci Yeni’nin içinde farklı bir kanal açtı. Şiirinin kilit noktası dildir.
  • Eserleri:
  • Şiir: Ortadokslular, Sivil Şiirler, Son Şiirlerv

İLHAN BERK (1918-2008)

  • Doğu şiirinin klasik kalıplarını denedi, beyit ve türkü biçimlerinden yararlandı.
  • Araştırmacı kişiliği, özgün duyarlılıkları ve buluşlarıyla 20. Yüzyıl Türk şiirinin en önemli isimleri arasındadır.
  • Eserleri:
  • Şiir: İstanbul, Günaydın Yeryüzü, Pera

ÜLKÜ TAMER (1937-…)

  • İlk şiir kitabı “Soğuk Otların Altında” ile başlayarak İkinci Yeni duyarlılığını yansıtan soyutlamalara yönelik, yoğun ve özgün bir imge anlayışı geliştirdi.
  • Yalın bir dil kullandığı şiirlerinde giderek toplumsal kaygılar ve düşünce öğeleri ağırlık kazandı.
  • Eserleri:
  • Şiir: Gök Onları Yanıltmaz, Sıragöller, Seçme Şiirler

TEVFİK AKDAĞ (1932-1993)

  • İkinci Yeni’nin saklı sularından diye nitelendirilmiştir.
  • İlk şiirleri 1952 yılında Mülkiye ve Türk Dili dergilerinde yayınlandı.
  • İkinci Yeni’ye bağlı, söyleyiş güzellikleri ve kıvraklıkları taşıyan şiirler yazdı.
  • Eserleri:
  • Şiir: Lacivert Kanatlı Bir Kuştur Gece, Çıplak ve Sevinçle, Eski İnsan Sözleri, Kıpırda Ey Karanlık

 

Edebiyat severlere özel!!! Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol